top of page

Gözlem ve Zekâ

  • Bilge Maitri
  • 5 Eyl 2024
  • 3 dakikada okunur

"The ability to observe without evaluating is the highest form of intelligence."

"Değerlendirmeden gözlemleyebilme yeteneği, en yüksek zeka biçimidir."

Jiddu Krishnamurti


Beş duyu aracılığıyla elde edilen bilgilerde; analiz etme veya sınıflandırma meydana gelir. Hemen hemen herkesin kafasında bir konu hakkında bir yargı belirir. Günlük yaşamda sürekli olarak yapılan bu değerlendirmeler, düşünceleri, duyguları, alınan kararları, alışkanlıkları; kısacası tüm yaşamı etkiler.


Bu konuda biraz daha derinleşmek için gözlemden bahsedeceğim. Gözlem, bir durumu, olayı, nesneyi veya kişiyi herhangi bir yargı olmaksızın, değerlendirme yapmadan, yani objektif (tarafsız) bir şekilde fark etme durumudur. Beş duyu ve dış etkilerden arındırılmış gözlem süreci; olanı, sadece olduğu haliyle algılamaya olanak sağlar. Zihinsel olarak koyulan bu mesafe, dünya görüşümüzde daha tarafsız olmayı beraberinde getirir. Gözlem yaparken, dış dünyayı dikkat kesilerek izler ve içten bir anlam katmadan, değerlendirmeden, duru bir şekilde sadece olanı olduğu haliyle fark ederiz, görürüz.


Değerlendirme ise, bir durumu, olayı, nesneyi veya kişiyi belirli ölçütlere göre inceleyerek yargı belirleme durumudur. Değerlendirme sürecinde subjektif bir yargı gözleme dahil olur; böylece kişi sonuçlar çıkartır ve iyi-kötü, doğru-yanlış gibi etiketlendirmeler ile yargılarını sınıflandırır. Değerlendirme yapan bir kişinin kendi kültürü, toplumsal normları, inançları ve deneyimleri, bir şeyin değerini belirleme ve o konuda karar vermede etkileyici hususlar olarak karşımıza çıkar. Siz de fark etmişsinizdir ki değerlendirme yapmadan gözlem yapabilmek, bu konuda çalışmayı gerekli kılar. Zihinsel alışkanlıklarımız ve ego, bu durumda bize meydan okuyan olgulardır.


Zihinsel alışkanlıklar, otomatik hale gelmiş, öğrenilmiş davranışlardır. Doğduğumuz, yetiştiğimiz, yaşadığımız bölge ve çevre gibi demagojik ve sosyolojik unsurlardan kaynaklanan koşullanmalar, zihinsel alışkanlıkları ortaya çıkarır. Birey büyürken, iyi ve kötünün ya da doğru ve yanlışın tanımını nasıl öğrendiyse, bu değer yargılarıyla alışkanlıklar kazanır. Aile, eğitim, medya ve sosyal çevre, bu davranışları sürekli pekiştirmeye devam eder. Zamanla otomatikleşen alışkanlıklarla yaşamın anlarını değerlendiririz. Örneğin, tanışılan birinin dış görünüşüne, konuşma tarzına ve davranışlarına göre hızla yargılar oluştururuz. Biz fark etmeden kültürel ve toplumsal kalıplar ile otomatik olarak kategorilere ayırmaya devam ederiz. Beynimiz sürekli çalışan bir plak gibidir ve bu kategorilere sokma işi, beynimizin daha düzenli çalışmasını sağlar; yani bir güvenlik mekanizması görevi görür. Belirsizliği azaltmak için anlamlandırma ve hızlıca karar vermek beynin işine gelir. Beynin bu güvenli çalışma biçimi, objektif gözlemi kaçırmaya neden olur ve sadece sınıflandırmalar ve etiketlendirmeler ile yargılar yaratılır. O anın, durumun, kişinin tamamen üstünü örten ve olduğu hali görmeyi kaçıran sınıflandırmalar, zihinsel alışkanlıklar nedeniyle engel niteliğindedir.


Değerlendirme yapmadan gözlem yapma yeteneğinin önündeki bir diğer engel ise egodur. Aynı şekilde ego, kişinin kendine dair kişilik algısıdır. Ego da beyin gibi çalışarak güvenli bir ortam oluşturur. Ego, bireyin kendini koruması ve değerli hissetmesi adına varlık gösterir. Bunun sonucunda kişi, kendini genellikle haklı ve üstünlüğü savunan bir konumda görmeye eğilimlidir. Değerlendirmeler bu yönleriyle egoya hizmet ederler. "Ben haklıyım, o haksız" ifadesi, egonun en basit yansımasıdır. Böyle bir yargıda iken yine olanın üstü örtülür ve gözlem yapılamaz. Ego, kişiyi daha değerli hissettirmek için çalışır; kişi daha değerli hissettikçe de ego beslenir ve büyür. Karşılıklı bu büyüme ve gelişme hali ile atılan adımlar, verilen kararlar hep egonun gölgesinde kalır. Ego, değerlendirmenin itici gücüdür. Kişi sürekli haklı olduğu yanılgısıyla değerlendirme yapar; kişisel çıkarlar doğrultusunda yapılan değerlendirmeler, adeta "gören gözle görmezlik" durumunu ortaya çıkarır.


Egonun farkında olmak, "haklıyım" denilen noktaları bir daha düşünmek ve durumu görebilmek, bu konuda yardımcı olabilir. Ayrıca, değerlendirmeden gözlem yapma yeteneğini geliştirmek için zihinsel alışkanlıkları sağaltmada bilinçli farkındalık olarak nitelendirilen mindfulness ve meditasyon gibi odaklanma çalışmaları faydalıdır. Özellikle zihin kasımızı geliştirdiğimiz meditasyon ile anı olduğu gibi kabul edebilme durumuna olan yakınlığımız epey artacaktır. Yine günlük yaşamda bu konu üzerinde pratikler yapmak fayda sağlar. Örneğin, herhangi bir konuda yargı geldiğinde bunu fark edip önce derin nefesler ile dikkatimizi toplayarak sonra gelen yargı üzerine düşünebiliriz. Bu, kendimizi daha temiz bir şekilde görmemize yardımcı olur ve bizi özgürleştirir.


Değerlendirmeden gözlem yapabilmek, bireyin kişisel gelişimi için oldukça önemlidir. Bu yetenek ile daha sakin, dengeli bir yaklaşım geliştirmek ve keskin zekaya sahip olmak mümkündür. Sakin ve dengeli bir zihin yapısında, ön yargılardan arınmış ve özgürleşmiş bir zihin daha net düşünür, böylece zihinsel esneklik ve yaratıcılık kazanımları elde edilir. Empati yeteneği gelişir, böylece insan ilişkilerinde derinleşme yaşanır ve sağlıklı bağlar kurulur. Birey, kendi davranışlarını ve düşüncelerini görür ve kendini daha iyi tanımış olur. Güçlü ve zayıf yönlerini belirleyerek kişisel gelişimine yön verebilir. Değerlendirme yapmadan gözlem yapabilen bireyler, hızlı kararlar yerine sağlam ve sakin kararlar alarak hayat başarısında olumlu etkiler sağlarlar. Zihni kontrol altında tutarak ani tepkiler yerine düşünülmüş, olgun kararlar verirler ve zekice alınmış kararlar ve yapılmış seçimlerle hayat kalitesini artırırlar.

Sonuç olarak, değerlendirmeden gözlem yapma yeteneği, zekayı keskinleştirir ve vahşi bir at gibi coşan zihni ehlileştirerek bireyin hem içsel huzurunu hem de dış dünya ile olan ilişkisini olumlu yönde etkiler. Bu yetenek, hayat kalitesini artırır. Daha dengeli, sakin, yaratıcı, empatik ve akılcı bir yaklaşım ile kişisel gelişime katkı sağlar.


Peki, sizler hiç değerlendirme yapmadan gözlem yapmayı günlük yaşamınızda deneyimliyor musunuz? Ya da bizi oraya götürecek mindfulness ya da meditasyon yöntemlerini denediniz mi?

 
 
 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page